13 Şubat 2010 Cumartesi

İroni!

Barışın ve özgürlüğün simgesi iki güvecin bıraktılar bugün gökyüzüne.. Çatıda bekleyen ve güvercinlerin sahibi olduğu belli olan iki velet, onları çatıda tutup tekrar kafese koydu. "Tutsak"lığı bilmem ama ben utandım:(

9 Şubat 2010 Salı

Şahsım veya Klonum Yazıyor; Tek Bir Hayat ve Hep 2 Seçenek


Hepimizi klonlamaları gerekli. Çünkü bilmeliyiz: Hayatlarımız ancak bizim yaşadığımız gibi mi yaşanırdı? Başka bir biz olsa daha iyisini yapabilir miydi? Bilmeliyiz: Bu yazıyı ben mi, yoksa klonum mu yazıyor?

Belki sizin hayatınız, tam olarak sizin hayatınız bambaşka yaşanabilir. Diyelim ki dün patronu alttan almak yerine kavga çıkartabilirdi sizin yerinizde bir başka siz olsaydı. Çekip çıkabilirdi kapıdan. Bazen siz de yapamadıklarınızı yapabilen bir siz hayal etmez misiniz?
Önceki gün çok sıkıldığı o anda uyumaya gitmek yerine bu "öbür" siz, birden pantolonunu çekip kapıdan çıkıp şehrin hiç gitmediği caddelerine doğru yürüyebilirdi.
Bazen siz de tam yapmak istediğinizi ya da yapmaktan korktuğunuzu yapmakta olan bir sizi gözünüzün önüne getirmez misiniz?
Tam uyumaya giderken, kapıdan çıkmakta olan, sokaklara düşen, maceralar yaşayan bir başka sizi bir film gibi izlemez misiniz? Ama siz şimdi öbür siz değil, bizatihi sizsiniz. Bir tane var bizden. Hepimiz biriciğiz.
Klonlamak gerek
Dolayısıyla hiç bilemiyoruz: Acaba en doğrusunu mu yaptık? En iyisini mi yaptık acaba? Gerçekten elimizden gelen bu kadar mıydı? O aşk mesela, hiç korkmadan yaşansa, şimdi burada oturup sıkılan bizin sandığı gibi sonu felaket olmayacaktı belki de.
Oysa bizden bir tane daha olsaydı, ancak o koşulda gerçekten sınayabilirdik kendimizi. O bebek doğrulsaydı acaba gerçekten şimdi bebeksiz sizin sandığınız gibi çok mu zor olacaktı her şey?
Bir tane daha olsa bizden o zaman bilebilirdik gerçekten doğru yapıp yapmadığımızı. Ne ki tek bir hayat var ve hep iki seçenek! Yazık ki biz o seçeneklerin hep bir tanesini bilebiliyoruz. Oysa tam olarak birbirinin aynısı iki tane olsaydı bizden, ancak o zaman tamamlanmış, cevaplanmış bir hayat yaşayabilirdik. Tek kişiyiz ve eksiğiz bu yüzden.
Hiç bilemeyeceğiz; elimizden gelen mi buydu yoksa korkularımız ve yalancı sınırlarımız yüzünden mi böyleyiz?
Aynı anda, aynı koşullarda siz doğarken bir tane daha siz doğsa. Sizin "zaman harcamamak" için yapmadığınız ama içinizin gittiği şeyleri yapsa. O, sizin gibi korkmasa ve gittiği yerlerden çabucak dönmek yerine yollarda savrulsa...
Sizin sesinizin titreyerek "Evet" dediğiniz şeylere o gülerek "Hayır" dese... Ürkmese o, sıkıldığında bıraksa, üzüldüğünde katlanmasa, katlanmasa sizin o kadar zamandır katlandığınız şeylere...
Devam etmek yerine yarım bıraksa, kafasına takmasa... Kavga çıkmasın diye susmak yerine bağırsa öteki siz... Ağlamak yerine ağlatsa... Siz kokteylde sıkılırken o dışarı çıkıp sigara yaksa... O gece, o masada yarım bıraktığınız kadehi bitirse... Yarım bıraktığınız o dansın sonuna kadar devam etse... Ne yani? Siz yapamadınız diye siz yapamayacaksınız mı sanıyorsunuz?
Belki bir başka siz yapabilirdi sizin yapamadığınız onca şeyi. Ben, benim yapamadığım onca şeyi yapabilirdim mesela. Ama bir şey daha biliyorum ben ve benin hakkında. O da...
Klonlanmamız gerek azizim; insan denen fakire bu kadar yalnızlık çok fazla. Bir başka bizin bizden daha iyi yapabildiğini görmek için değil. Niye bizden daha iyi olsun ki kerata? Belki de bizdik daha iyisini yapabilen ikiz! Belki de bizdik korkmayan. Bizdik belki eldeki avuçtaki vaziyetle olabileceğinin en iyisini beceren. Ama işte bunca yalnızlık varken... İnsan emin olmak istiyor.
İyi gidiyoruz azizim
"Bu hayat ancak böyle yaşanabilirdi" demek istiyor insan ve bundan emin olmak istiyor. Bu yüzden klonlanmış bir ikizimiz gerek bize. Derhal başlasın bilim insanları çalışmalara. Bu kadar bilim varken, bu kadar yalnızlık fazla.
"Bu çocuğu yaptım, iyi yaptım", "O adama bağırmadım, doğrusu buydu", "Evden çıkıp gitmedim, çünkü kimse gidemezdi", "Korkak değilim. Korkmakta haklıydım, çünkü korkunçtu", "O işe katlandım çünkü başka yapılabilecek bir şey yoktu", "Bu evliliği sürdürdüm çünkü diğer seçenek daha beterdi" gibi cümlelerimizin kesinliği gerekli bize.
Tam olarak biz olan bir başka bizin bütün bunları onaylaması gerekli. Bizim onunla şöyle karşılıklı oturup, ne var ne yoksa konuşup son kadehin son yudumunu tokuştururken şöyle dememiz gerekli:
"İyi gidiyoruz azizim, boşversene!"

Yazar ve Kaynak; Ece Temelkuran http://www.milliyet.com.tr/2005/08/22/yazar/temelkuran.html