29 Ekim 2009 Perşembe

Can Yücel'den




YAŞASIN CUMHURİYET
Gölköy adında bir yer varmış gelibolu'da
televizyonda gösterdiler geçen gün.
gelenek edinmiş köy halkı,
'ben kendimi bildim bileli bu böyledir'diyor muhtar:
29 ekim’de toptan sünnet ederlermiş çocuklarını...
derken ekranda entarili bir çocuk belirdi
kirvesi tutmuş kolundan
yatırdılar bir kamp yatağına,
ardından sünnetçi olacak zat boy gösterdi elinde bıçağıyla,
çocuk kaldırdı başını, bağırdı:
'yaşasın cumhuriyet' diye
bunun üzerine de ekran karardı

korkarım bu, sade gölköylülerin değil, umumumuzun
sade küçüklerimizin değil, büyüklerimizin de
düştüğü bir tarihsel yanılgı
çünkü sünnet değil, farzdır cumhuriyet

26 Ekim 2009 Pazartesi

Kasvet

Bugün birbirini hiç tanımayan iki kişi arasında (kim oldukları yada ne sebepten olduğu önemli değil) aslında hiç de olmaması gereken, küçük bir gerginlik çıktı. Olmaması için sadece küçücük bir nezaket gerekiyordu. Ama bu ikisinde de olmadığı için, odamdan çıkarlarken geride buz gibi kasvet bulutu bıraktılar. Hala soluduğum....


Çevremde bazen Tevfik Kolaylı nezaketi! arıyorum desem yeridir hani;



Neyzen Tevfik meyhanenin tuvaletine giderken,daracık koridorda bir kabadayıyla karşılaşır. Birinden birinin kenara çekilerek yol vermesi gerekmektedir.
Neyzen "müsade et geçeyim" der.
Sarhoş kabadayı" sen kime kafa tutuyorsun babalık" diye aksilenir.
"ben senin gibi ciğeri beş para etmezlere yol vermem" deyince Neyzen hemen kenara çekilir
"Ama ben veririm. "

22 Ekim 2009 Perşembe

Yazım Yanlışı!



Bugün bir kağıda not yazarken tarih kısmında yılı 2008 olarak yazdığımı farkettim. Ve düşününce bunu (2009 yerine 2008 yazmayı) daha önce defalarca tekrarladığımı.

Zaman mı hızlı geçiyor yoksa 2009 yılımı değersizdi benim için bilmiyorum ama yaşlandıkça dikkatsizleşiyorum sanırım.

21 Ekim 2009 Çarşamba

Acaba???

Eve yeni geldim. Televizyonu açtım. Bilgisayarımı kucağıma alıp yatağıma uzandım.

Televizyon açık ama kumandası ortalarda yok. .Kanalı değiştirmek istiyorum ama o kadar üşeniyorum ki(bunları yazana kadar kalkıp değiştirsem ya dimi?Ama cık. Bu kumanda sürekli kayboluyor)

Acaba diyorum televizyon kumandasının üzerine alarm mı bağlatsam. Alarm kumandasına basınca televizyon kumandasını bulsam böylelikle.

Alarm kumandası mı? O kaybolunca da onu bulacak bi başka alarm kumandası da hazır olacak illa ki!!!!

20 Ekim 2009 Salı

Çok Garip!



Dayı oluyormuşum:) Bunu patates kızartması yerken öğendim bir de (Hani sen bilmiyosun ama ben patates kızartmasını seviyorum ya. Sevdiğim bi yemek, mutlu bi haber. Bilmem çok uyumlu geldi bana) Ailedeki ilk torun, yeğen vs yada herneyse işte. O yüzden çok garip ve beni sevindiren.

12 Ekim 2009 Pazartesi

Milli-Evrensel Maç!

Eskiden yani küçükken olan bişey vardı hayatımızda. Oyunlarda yada müsabakalarda ekip kurarken adil rekabet olsun diye gözetilen hakkaniyet ölçüleri..Hemde çocuk aklımızla..



"Siz çok güçsüz oldunuz falanca size geçsin"
yada bu daha dürüst talep ediliyordu "ama siz çok güçlü oldunuz, falanca bize geçsin!!!"
Ve oluyordu..

Dün milli maçın son 20 dakikasını izledik akadaşlarla. Karşı takımın 2 golünü atan forvet oyuncusunu oyundan alıyorlardı. "Bu adamı bizim takıma alsak ya" dedim. "Hemen birini çıkarıp onun yerine oynatalım..Biz çok güçsüzüz!!!!"


Yetişkin insan dünyası kuralları buna izin vermiyor..
Neden böyle olması gerektiğine dair bir çok geçerli sebep var... Aslında olmaması içinde...

5 Ekim 2009 Pazartesi

Uyarı!! Usandım!!!



Sigara içmeden önce sürekli ateş aramaktan usandım.. Aldığım çakmak ve kibrit sayısı, aldığım paket sayısına neredeyse yaklaştı ve bu benim biraz dağınık ve belki biraz unutkan olmamdan kaynaklansa da buradan siz sigara üreticilerine sesleniyorum. Bu sorunu çözün arkadaş.

Yaptığınız paketlerin ön yüzüne 20 kibrit ve kibriti yakmak için şerit mi koyarsınız, yoksa her bir sigaraya tek tek fitil mi koyarsınız bilmiyorum ama bu gidişle (Fırından yakmaya gidiş'i bu!!!) sinirimden sigarayı bırakacağım haberiniz olsun!!!!!!!!!!!!

2 Ekim 2009 Cuma

Bu Protestolar Yakında Konferansların Çıplak Ayakla İzlenmesini Zorunlu Kılacak Gibi!

Dün işe gitmedim, 12 ye kadar evdeydim.
Telefonumu da hiç açmadım.
Haberleri de izlemedim.
Dünya telaşıyla ilişkim en alt seviyedeydi yani.

Gece 12 den sonra tv yi açtım.
Kanalda alt yazı "IMF başkanına ayakkabı fırlatan genç serbest bırakıldı" yazıyordu!!!! da ne olmuştu yaagüzel ülkemde. Hemen haber portallarından haberi okudum ve koca bir "YAZIK" geçti içimden.

Konunun içeriği, protesto edenin, edilenin kim olduğuyla ilgili değil bu YAZIK!!
"Protestocu", "eylem" ini "şiddet" kullanarak gerçekleştirmişti ve savunduğu düşünce ne olursa olsun (ister haklı yada ister haksız) şiddet YAZIK bişeydi.

Amaç neydi?
Haberin videolarında çok sert bi şekilde fılatılan ayakkabı önce konferansa katılan ve o esnada soru soran bir dinleyiciye denk geliyor ve oradan sekerek IMF başkanının uzağından geçiyordu.
Peki ya öyle olmasaydı?
Diyelim o hızla direkt IMF başkanının yüzüne denk gelseydi. Ağzını burnu kan içinde kalsaydı?
Yada ayakkabıdan kaçmak isterken düşüp başını bir yerlere vursaydı?
Eylem başarıya mı ulaşmış olacaktı? Haklı hale mi gelinecekti, Sorun çözülmüş mü olacaktı?

An-la-mı-yo-rum!!!!